Köpek (Canis lupus familiaris); köpekgiller (Canidae) familyasına mensup, görünüş ve büyüklükleri farklı 400'den fazla ırkı olan, etçil, memeli bir hayvan. Boz kurdun (C. lupus) alt türlerinden biri olan köpek, tilki ve çakallarla da akrabadır. Kedilerle birlikte dünyanın en geniş coğrafyaya yayılan ve en çok beslenen iki evcil hayvanından biridir. 2001 yılı tahminlerine göre dünyada 400 milyondan fazla köpek vardır…
Köpekler 12 bin yıldan daha uzun bir süreden beri
insanoğlunun av partneri, koruyucusu ve arkadaşı olagelmiştir. Değişik
ihtiyaçlara göre farklı köpek türlerinin evrimleşmesinde insanoğlunun önemli
rolü olmuştur. İlk köpekler keskin görme ve koku duyusuna sahip avcı
köpekleriydi. İnsanlar, ilk tanışmalarından bu yana köpeklerin çeşitli yararlı
özelliklerini genetik mühendisliğin en ilkel formlarıyla ön plana çıkartmış ve
farklı köpek türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Örneğin 7-9 bin yıl önce
çiftlik hayvanları evcilleştirildiğinde köpekler çobanlık da yapmaya başladı ve
bu yönde yapay seçilime uğradı…
Köpeklerin işlevleri ve algılanışları toplumdan topluma fark
eder. Antik Mısır'da köpekler kutsal sayılırdı. Günümüzde birçok ülkede bekçi,
bazı ülkelerde yük hayvanı ve hatta yiyecek olarak kullanılır. Batılı ülkelerde
köpekler genellikle ev arkadaşı ve refakatçi olarak beslenir ve bu ülkelerde
köpeklere yönelik ürün ve hizmetler milyarlarca liralık bir endüstri haline
gelmiştir. Bunların yanı sıra köpekler engellilere yardım, arama-kurtarma ya da
polis köpeği gibi daha sofistike görevlerde kullanılmak üzere de eğitilebilir…
Etimoloji
Köpek sözcüğü modern Türkçeye 15. yüzyılda, muhtemelen Kıpçak
Türkçesinden geçmiştir. Köpek sözcüğü Kıpçakçada kabarmak, irileşmek
anlamlarına gelen "köp-"
fiilinden gelir. Sondaki "-ek"
eki ise küçültme anlamı katar. 1312 yılında Araplara Türkçe öğretmek için
yazılmış Kitabü'l-İdrak li-Lisani'l-Etrak (Türklerin Dilini Anlama Kitabı)
isimli bir Kıpçakça dil kılavuzunda “İtin
iri ve tüylü olan cinsine köpek denir,” şeklinde bir ibare vardır. Köpek
sözcüğü yerleşmeden önce Türkçede "ıt"
[sic] sözcüğü aynı anlamda kullanılıyordu. Orhun Yazıtlarında da geçen ıt
sözcüğü hâlen halk ağzında ve çeşitli yörelerde "it" şeklinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Tuvacası
ııt ve Yakutçası hâlâ ıt'tır…
Veterinerlikte köpek sözcüğü zaman zaman erkek köpekleri
tanımlamak için kullanılır. Dişi köpekler ise kancık olarak adlandırılır. Türkçeye
muhtemelen orta Farsça kanîçak (genç kız) kelimesinden geçen sözcüğün kökeni
aynı anlamdaki Soğdca kançîk kelimesidir. Sözcük modern Farsçada kanîza şeklini almıştı. Köpek yavrularına enik (bazı yörelerde encik) denir. Proto Türkçe kökenli bu sözcük Eski Türkçede
enük hâlindedir…
Türkçede köpekler yaygın olarak kuçu nidasının
tekrarlanmasıyla çağrılır. Bu nida, bazı Doğu ve Güneydoğu Avrupa dillerindeki
ve Kürtçedeki köpek sözcükleriyle büyük benzerlik gösterir. Kuzey Slav
dillerinden Rusçada kobel sözcüğü, erkek köpek anlamına gelir. Bu sözcük
Türkçenin bazı ağızlarında büyük köpek veya köpek yavrusu anlamlarında
kullanılır…
Köken ve tarihçe
Mısır firavunu II. Antef'in mezartaşındaki köpek kabartmaları
(yaklaşık MÖ 3. binyılın sonu). Antik Mısır'da köpekler kutsal sayılır, sadece
kraliyet ailesinin safkan köpek edinmesine izin verilirdi...
Yaklaşık 60 milyon yıl önce, Asya'da gelinciğe benzeyen
küçük bir memeli yaşıyordu. Miacis olarak adlandırılan bu canlı, köpekgillerin
(kurt, köpek, çakal ve tilki) ortak atasıdır. Yaklaşık 30-40 myö Miacis'ten ilk
"gerçek köpek" (İng. true dog) olarak bilinen Cynodictis evrimleşti.
Bu canlı orta büyüklükte, uzunluğu yüksekliğinden fazla, uzun kuyruklu ve fırça
kürklü bir memeliydi. Sonraki bin yıllar içerisinde Cynodictis, Afrika ve
Avrasya dallarına ayrıldı. Avrasya dalını oluşturan Tomarctus; kurtların,
köpeklerin ve tilkilerin atasıdır. Kurtların en az 16.300 yıl önce Çin'de eti
için beslendiğine dair genetik bulgular vardır…
İlk köpekler bundan 12-14 bin yıl önce günümüz Hindistan'ına
denk gelen bölgede yaşayan küçük bir boz kurt dalından gelmiştir. Canis lupus
pallipes olarak bilinen bu boz kurt türü sonradan Avrupa, Asya ve Kuzey
Amerika'ya yayıldı. Bunun yanı sıra günümüzdeki bazı Afrikalı köpek türlerinin
atasının kurttan ziyade çakal olması ihtimali de vardır. Fosil kayıtlarına
göre, Tunç Çağı başlamadan önce (yak. MÖ 4500) dünyada başlıca beş köpek ırkı
vardı: Mastifler, kurda benzeyen köpekler, görerek iz süren tazılar, av
istikameti gösteren köpekler (puanterler) ve çoban köpekleri…
Antik Mısır medeniyetinde (baş. yak. MÖ 3000) köpekler
kutsal sayılıyordu. Sadece kraliyet ailesinin safkan köpek beslemesine izin
veriliyordu. Köpekler, kendilerine tahsis edilmiş hizmetkârlar tarafından
bakılıyor, mücevherlerle donatılmış tasma ve koşumlar giyiyordu. Soylular,
ahirette kendilerini korumaları için en sevdikleri köpekleri ile birlikte
gömülüyordu…
Genetik ve
fiziksel özellikler
Melez bir çivava (soldaki) ve Danua. Aralarındaki cüsse ve
görünüş farkına rağmen her iki ırk da evcilleştirilen kurtların soyundan gelir. Dünyadaki yüzlerce köpek ırkı çok çeşitli renk ve biçime
sahiptir. Örneğin bir danua ile bir çivavanın aynı türden canlılar olduğuna
inanmak gerçekten güçtür fakat bu iki köpek ırkı genetik yapı olarak birebir
aynıdır ve aynı anatomik özelliklere sahiptir. Tüm köpekler 39 çift (78 tane)
kromozoma sahiptir. Tıpkı insandaki 23 çift kromozom gibi köpeklerin de her bir
kromozom çifti anneden ve babadan gelen birer kromozomdan oluşur…
Kuyruksuz doğanlar hariç, köpeklerin vücudunda 319 kemik
bulunur. Kas ve tendon yapıları insana benzemekle birlikte vücutlarının üst
kısmı -insandakinin aksine- alt kısmı kadar güçlüdür. Vücut ağırlığı ön ve arka
bacaklar arasında hemen hemen eşit olarak dağılır. Köpekler, ayılar gibi tüm
ayağı üzerinde yürüyen ve ağırlığını topuğuna veren hayvanların aksine parmaklarının
üzerinde yürürler. İnsanların aksine köprücük kemikleri yoktur…
Köpekler memeli hayvanlardır. Dişilerin memelerinde bezeler
vardır ve eniklerini emzirirler. Çoğu köpek ırkının genellikle sekiz adet meme
ucu bulunmakla birlikte bu rakam daha fazla veya daha az, nadiren de tek
rakamlı olabilir…
Tüm etçillerin diş yapısı birbirine benzer. Köpeklerin önce
sütdişleri (28 adet), sonrasında kalıcı dişleri (42 adet) çıkar. Üstte ve altta
ikişer tane bulunan sivri köpek dişleri diğer dişlerden daha uzundur.
Köpeklerin dişleri tüm etçillerde olduğu gibi yüksek taçlı ve sivridir. Bu
dişler et parçalamanın yanı sıra silah olarak da kullanılır ve otçulların
öğütmeye yarayan geniş dişlerinden farklıdır. Köpekler dişlerini genelde
yiyecek öğütmek için kullanmazlar ve yiyeceklerini çiğnemeden yutarlar. Eniklerin
diş çıkarma süreci sancılı geçer. Diş etleri acır ve şişer, bazen iştahlarını
kaybeder ve ishal olurlar…
İlk köpek ırkları, günümüzdeki kuzey ırkları gibi dik
kulaklı ve sivri burunluydu. Günümüzde çok çeşitli cüsse ve yapılarda köpek
ırkları mevcuttur. Köpekler koşucu hayvanlardır. Çoğu ırkın kas yapısı,
omuzları ve kalça kemikleri iyi birer koşucu olmaya uygundur. Örneğin Afgan
tazısı taşlık arazide av peşinde koşmaya ve kısa mesafede dönmeye yeteneklidir.
Alman kurdu koşarken uçuyormuş gibi görünür ancak ayaklarından en az biri
sürekli yerdedir. Çok çabuk süratlenecek şekilde evrimleşmiş yarış tazısının
(greyhound) omurgası aşırı esnektir ve koşarken dört ayağı da yerden kesilir.
Porsuk avında kullanılan dakhundun kısa bacakları porsuk deliklerine girip
avını takip etmesine imkân verir…
Köpeklerin vücudu -bazı tüysüz ırklar hariç- büyük oranda
kıllarla kaplıdır ve homeotermik (vücut ısısını ayarlayabilen) hayvanlardır.
Yetişkin bir köpeğin normal vücut ısısı (rektumda) 38 - 39.2°C (100.5 - 102.5°F)'dir.
Köpekler çok çeşitli renklerde ve uzunlukta kürke sahip olabilir. Tüysüz Çin
köpeği gibi neredeyse tamamen tüysüz olan köpek ırkları da mevcuttur. Özellikle
açık renkli kürke sahip olanlar ile tüysüz ırklar uzun süre güneşte kalırlarsa
güneş yanığı tehlikesi ile karşı karşıya kalırlar…
Duyular
Alman çoban köpeği gibi bazı ırklar diğerlerine göre daha
iyi koku alma yeteneğine sahiptir. Köpeklerin
de insanlar gibi beş duyusu vardır. Bunlardan en gelişmiş olanı koku alma
duyusudur. Irklar arasında farklılıklar olmakla birlikte tüm köpeklerin koklama
duyusu gelişmiştir ve insanlardan çok daha iyidir. Alman kurdu gibi bazı ırklar
diğerlerine göre daha iyi koku alma yeteneğine sahiptir ve özel bir eğitimle
uyuşturucu bulma, kazazedeleri göçük altından çıkarma gibi işlerde
kullanılırlar. Pag gibi kısa burunlu ırkların koku alma duyusu nispeten daha az
gelişmiştir. Köpeklerin tat alma duyusu ise insana nazaran daha az gelişmiştir…
Köpeklerin görme mekanizmaları koku alma mekanizmaları kadar
gelişmemiştir. Genellikle karanlıkta insandan daha iyi görmekle beraber
kuvvetli ışıkta insanlar kadar iyi göremezler. Köpeklerin renkleri algılaması,
netlik ayarı ve mesafe tayini zayıftır. Gözleri yanlara daha yakın olduğu için
insandan daha geniş bir görüş alanına sahiptirler. Afgan tazısı gibi uzun
mesafeden av hayvanlarını seçmesi gereken ırkların ufki görüşleri diğer
ırklardan daha iyidir. Köpeklerin gözlerinde üçüncü göz kapağı olarak bilinen
bir zar vardır ve göz bebeklerini zararlı maddelerden korur…
Yaşam beklentisi
29 yıl 5 ay yaşamış olan resimdeki gibi bir Avustralya sığır
çobanı köpeği, bilinen, kayıtlı en uzun yaşamış köpektir. Köpeklerin ömrü
ırktan ırka değişir. 20. yy.da beslenme ve veterinerlikteki ilerlemeler
sayesinde ortalama köpek ömrü önemli oranda uzamıştır. Avrupa ve Amerika'daki
köpeklerin ortalama yaşam beklentisi 12,8 yıldır. Genellikle küçük ırklar büyük
ırklardan daha uzun yaşar. Örneğin buldoğun ortalama ömrü 6,7 yılken, minyatür
kanişinki 14,8 yıldır. Köpeklerin ömrü, kalıtsal özelliklerinin yanı sıra
bakım, beslenme, egzersiz, stres ve işe bağlı yıpranma oranına bağlıdır.
Guinness'e göre en fazla yaşamış olan kayıtlı köpek, 1910'da doğan ve 29 yıl 5
ay yaşayan bir Avustralya sığır çobanı köpeğidir…
(Devamı yarın yayınlanacak olan 2. bölüm yazımda)
0 yorum:
Yorum Gönder