Penguen belgeseli!


Antartika'da uzun kutup geceleri, güneşin ufuktan yükselmesiyle biter ve altı ay sürecek gündüz başlar. Çok geçmeden smokinlerini giymiş penguen sürüleri, kısa bacakları üzerinde hoplayarak bir sağa, bir sola sallanarak ilerlemeye başlarlar. Önlerinde yürümeleri gereken yüzlerce kilometre buzlu yol vardır.
Onlar 1 adımda yalnızca 10 cm ilerleyebilirler...
Ama dakikada 120 adım atarlar...

İmparator penguenlerinin kuluçkaya yattıkları dönem kutup kışına denk gelir. Erkek penguen yumurta üzerinde kuluçkadayken, dişisi doğacak olan yavrusu için besin bulmaya gider. Kuluçka yeri ile en yakın besin kaynağının arasındaki mesafe bazen 100 kilometreyi geçer. Anne penguen yavru yumurtadan çıkana kadar geçen 4 aylık süre içinde sürekli dolaşarak yavrusu için kursağında besin biriktirir. Anne yumurtadan çıkan yavruyu devraldığında, baba penguen uzun sürecek olan yürüyüşe çıkar...

Penguenler tıpkı bir hacıyatmaz gibi sağa sola sallanarak yürürler. Aslında penguenler enerji tasarrufu yapabilmek için sarkaç benzeri bir yürüyüş yapmaktadırlar. Aşırı kısa bacaklı olan penguenler, yana doğru adımlar atarak kaslarının daha az yorulmasını sağlar. Böylece her adımın sonunda bir sonraki adım için gerekli enerjiyi depolarlar...

İMPARATOR PENGUENLERİNİN BENZERSİZ SABIRLARI

Yumurtalarını koruma konusunda büyük bir azim, görülmemiş bir sabır ve şaşırtacak derecede dayanıklılık gösteren diğer canlı türü ise imparator penguenleridir. Antartika' nın zorlu koşullarında yaşayan İmparator penguenleri, Mart ve Nisan aylarında üremek ve yavrularını yetiştirebilmek için uygun olan bölgelere birkaç kilometrelik yolculuk yaparlar. 25.000 kadar penguen burada bir araya  gelir ve çiftleşirler. Mayıs veya Haziran ayında dişi penguen bir yumurta yumurtlar. Çift yumurtaları için yuva yapamaz, çünkü çevrelerinde kardan ve buzdan başka hiçbir şey bulunmamaktadır. Ancak yumurtalarını buzun üzerine de bırakamazlar, çünkü yumurta soğuğa dayanamayarak hemen donar. Bu nedenle İmparator penguenleri yumurtalarını ayaklarının üzerinde taşırlar. Yumurtladıktan sonraki bir kaç saat içinde, erkek dişinin yanına gelir ve her ikisi göğüs göğüse gelecek şekilde dururlar. Böylece erkek dişiden yumurtayı devalır. Her ikisi de yumurtayı buzun üzerinde tutmamaya özen gösterirler. Yumuşak tüyleri ile yumurtanın üzerini örterler...

Yumurta üretmek dişi penguenin vücudundaki besin deposunun tamamına yakınını tüketmiştir. Bu kaybını telafi etmek için hemen yiyecek bulmaya denize geri dönmelidir. Bu yüzden kuluçkaya erkek penguen yatar. Bu durum diğer kuş türlerinden çok daha zorlu ve sabır gerektiren bir kuluçka dönemidir. Penguenler yumurtalarını bir an bile ayaklarının üzerinden indirmezler. Bu nedenle hareket kabiliyetleri yok gibidir. Sadece ayaklarını sürükleyerek birkaç metre ilerleyebilirler. Küçük kuyruklarını üçüncü ayak gibi kullanır ve topuklarının üzerinde durarak dinlenirler, bu esnada ayak parmaklarını yukarı doğru dikerler ki değerli yumurtaları buza değip donmasın. Penguenin tüyleriyle örttüğü ayakları dışarıdan 80 derece daha sıcaktır ve bu sayede yumurtası dondurucu soğuğu kesinlikle hissetmez...

Penguenler son derece soğuk olan kutup ikliminin etkisinden korunmak için biraraya toplanırlar. Böylece bu topluluğun üyesi olan yavrular soğuk rüzgarların da etkisinden korunarak toplanma imkanı bulabilirler...

Kış ilerledikçe çok şiddetli tipiler başlar, rüzgar saatte 120-160 km hızla eser. Bu öldürücü kış şartlarında erkek penguenler aylarca hiçbir şey yemeden ve neredeyse hiç kıpırdamadan yavruları için benzersiz bir fedakarlıkta bulunurlar. Bu zor koşullarda donmaktan kurtulmak için önemli bir dayanışma örneği göstererek birbirlerine daha da yaklaşırlar. Aralarına soğuk girmesini engellemek için gagalarını göğüslerine yapıştırırlar, böylece enseleri dümdüz olur ve birbirine yapışan penguenler arada hiç boşluk kalmayacak şekilde tüyden bir tavan oluştururlar. Çemberin dışında kalanlar kuzey kutbunun bütün sertliğini göğüslemek zorundadırlar. Ancak bu uzun sürmez, çünkü sürekli olarak yer değiştirirler ve dönüşümlü olarak çemberin dışına geçerler. Böylece birbirlerini de kollamış olurlar. Hiçbiri çemberin dış kısmına geçme konusunda çekimser davranmaz. Binlerce penguenin aralarında hiçbir çatışma çıkmadan, aylarca olabilecek en zor koşullarda bile birlikte yaşamaları ve dayanışma içinde olmaları son derece ilginçtir...

Penguenler arasında inanılmaz bir dayanışma vardır. Soğuktan korunmak amacıyla kümeler halinde toplanmaktadırlar. Yaklaşık dört yüz bin üyeli bu aile bu şekilde donarak ölmekten kurtulmaktadır. Bu küme dışında hiçbir pengueni bırakmak istemezler. Penguenler aralarında en ufak bir görüş farklılığına izin vermeden nesiller boyu uyum içinde yaşayan ender hayvanlardandır. Ve kendilerine özgü düzenle yaşamaya devam edecektir.

Bilinç ve akıl sahibi insanların bile menfaatleriyle çatışabilecek böyle bir ortamda penguenlerin bu kadar uyumlu, ince düşünceli ve fedakarca sabır göstermeleri çok ender karşılaşılabilecek bir durumdur. Tüm bu güç koşullara rağmen, penguenlerin hayatları pahasına yumurtalarını bırakmamaları ise evrim teorisinin "zayıfların ezilerek yok"olduğunu iddia ettiği doğa anlayışını tamamen yıkmaktadır. 
Çünkü doğa, zayıfların ezilerek yok oldukları bir savaş meydanından çok, zayıfların güçlüler tarafından her türlü zorluğa rağmen korunarak bakıldıkları bir yerdir...

AİLE BİREYLERİNİN BİRBİRLERİNİ TANIMALARI

Toplu olarak yaşayabilmeleri için her şeyden önce, bir aileye mensup canlıların birbirlerini tanıyabilmeleri gereklidir. Nitekim oldukça geniş alanlarda, çok kalabalık koloniler halinde yaşayan canlılar dahi kendi yavrularını, eşlerini, anne-babalarını veya kardeşlerini tanıyabilirler. (Günümüzde birlikte hareket eden ve örgütlü olabilmek adına çabalar gösterip daha sonra birbirlerini tanımayan, kıran ve hakaret eden insanları düşünün bir de)
Bu konuda en başarılı canlıların başında penguenler gelir. Birbirlerinin aynısı olan bu canlıların arasında, dikkatli bir gözle bakıldığında dahi, ayırım yapabilmek neredeyse imkansızdır. Bu yüzden penguen ailesinin birbirlerini hiç güçlük çekmeden tanıyabilmeleri oldukça şaşırtıcıdır. Özellikle de dişi penguenin 2-3 ay boyunca eşi ve yavrusu için yiyecek aramaya gidip, dönüşte her ikisini de tanıyabildiği düşünülürse. Her penguen döndüğünde sesinin en yüksek tonuyla bağırmaya başlar ve her yavru annesini veya babasını sesinden tanıyarak onların yanına gider...

PEKİ BİZ İNSANOĞLU NEDEN PENGUENLER KADAR OLAMIYORUZ?

Google+'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı Cumhuriyetçi, Sosyalist, laik, yenilikçi, modern, ülkesine ve bayrağına gönülden ve yürekten sahip çıkan biridir.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder