Padişahım çok yaşa!


Yıllardır terörle mücadelede başarılı olmuş, eğitimi, sağlığı ve yükselen ekonomisi ile bazen krizler yaşasa da, çeşitli etnik, mezhepsel ve farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, insanların birbirlerine olan hoşgörüsüyle, fakir ama gururlu kişilerin yaşadığı, milli değerlerine sahip, geleneklerine bağlı yokluk içinde ama mutlu insanların bir arada olduğu ve uzun zamandır tüm dünyanın bunu yok etmek için çok uğraşmasına rağmen "Cumhuriyet-Demokrasi-Laiklik" sistemi ile ayakta duran ve tüm dünya ülkelerinin buna saygı duyduğu ve komşu ülkelerle ilişkilerini belli bir düzeyde tutan, itibari ile dosta güven, düşmana korku veren bir ülkeden,
Her gün araçlara ve o sık sık övündükleri yollarında bombaların patladığı, kanlı iç savaşların olduğu, artık belli bir kesime (diğer % 50' sine) sıradan gelen ve alışılan haberi bile yapılmayan şehitlerimizin olduğu, bunları bahane ederek milli bayramlarımızın kutlanması engellemeye çalışılan ve bununla gurur duyan, hatta bu ülkenin kurucusu ve şu an tüm olanaklarından ve nimetlerinden yararlandığı halde ayyaş diye hakaret edilen, ekonomisi yolsuzluk, rüşvet ve yandaş rantçılar yüzünden her an bomba gibi patlayacak halde olan, sağlığı ve eğitimi dünya standartların altına inen ve bunu umursamayan sanki dünya ülkelerine yön veren sistemi varmış gibi heybetle one minute diye kükreyen bir kedisi olan, sahte çakma dincileri ve din istismarcıları ile milleti uyutup malı mülkü el altından götürüp dünyanın en zengin hırsızları listesinde number one olan, kan döken ve akıtan liderine sahip ve kanını içeceğim diyen mafyaları ile ünlü, yolları karanlık ve çıkışı olmayan, hala başkanlık safsatasıyla hiç bir şey umurunda olmayan, hanedanlıkla yönetilen, şimdilik bizim bildiğimiz kadarı ile sınırlarımıza dahil olan KİLİS'e atılan roket ve füzeleri görmek istemeyen bir iktidarın sanki bu yazdıklarımı kendi yönettikleri bir ülkede değil de sıradan bir Ortadoğu ülkesinde olmuş kadar duyarsız ve vurdumduymaz, ve gün geçtikçe bu bataklığa batan bir ülke haline geldik...

Her konuşmasında ve açıklamasında "Milli İrade" kelimesini sadece laf diye ağzına alan birinin bunca dökülen kanın ve öldürülen masum insanın sorumlusu olmasına karşın, hala kalkıp seçimle gelmiş bir boşbakanın istifasını istemesi, milletin gözü önünde ettiği tarafsızlık yeminine sadık kalmayarak ne kadar milli (!) olduğunun kanıtıdır...

Dün söylediklerini bugün inkar eden hatta söylemediğini savunan ve her fırsatta her yapılan kötü işlerden muhalefeti sorumlu tutması ise ne kadar tutarsız olduğunun bir ispatıdır...

Bakan ve bakan çocukları ile birlikte kendisinin ve aile eşrafının da dahil olduğu 17-25 Aralık hırsızlık ve yolsuzluk haftasının her yıl düzenli olarak kutlanmasını sağlaması ile de dünyanın tescillediği en zengin (!) ülke yöneticisi olduğunun kanıtıdır...

Yaptıkları ve yapmadıkları ile kendisinin nasıl güvenilmez bir yönetici (!) olduğunu tüm dünyaya bir şekilde ispatlıyor olması ise asrın liderinin bu özelliğinin ortaya çıkmasının kanıtıdır...

İktidara geldiği günden bugüne İstikrarlı bir şekilde her gün artan ölümler ve savaşlar karşısında kör ve dilsiz şeytan olanlar, ana muhalefet liderinin sözlerini çarpıtarak Milli iradeye saygısızlık diyerek sık sık yalan ve dolanlarla halka şikayet etmesi ve kullanması nasıl bir ruh halinde içinde olduklarının kanıtıdır...

Sahte Osmanlıcılık ideali ile padişahlık ve hanedanlık yönetimi istediği ve yok etmek istediği Cumhuriyet rejimini enkaza çeviren ve başkanlık hayali kurduğu bir ülkenin en üst düzey bir yöneticisi olduğunu unutan ve her istediğini şu ana kadar zaten bir şekilde yapan bir zalimin almak istediği daha ne kaldı ki...

Ülkende bu kadar yaşanan ölümlere, şehitlere ve akan kana rağmen yarın kızını güle oynaya evlendireceksin!
Düğünün maliyeti ne kadar?
Masraflarını kim ödeyecek?
Tüm basın tek ses, tek yürek senin ve kızının bu en mutlu gününü canlı yayınlayacak...
Emin olun bugün ve yarın olabilecek ki asla olmasını istemeyeceğimiz hiç bir olay düğün bitene kadar haber edilmeyecek, bizlere duyurulmayacak ve sümen altı edilecek...
Tüm yollar kapatılacak ve bir ordu tarafından korunacaksınız...
Peki neden ve niçin bu önlemler?
Tüm bu güvenlik neden alınıyor?
Madem güllük gülistanlık bir ülkede yaşıyoruz neden bu kadar koruma ile dolaşıyorsunuz?
Sizde Sayın Ahmet Necdet SEZER gibi sessiz sedasız özel güvenlik önlemlerin alınmadığı, tüm masraflarını kendi cebinden ödediği bir düğünü neden yapamıyorsunuz?

Bugün sabah aldığımız 8 şehit haberine rağmen biliyorum ki vicdanın sızlamayacak ve düğün asla ertelenmeyecek...
Burada ölen şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum...(Kaldı ki bunu sık sık dilemekten artık nefret ediyorum, yazık değil mi bu gençlerimize)

Zalimlikle ve zulümle yönettiğin bir ülkede ve böyle bir ortamda sizler her zaman mutlu olun!

PADİŞAHIMIZ ÇOK YAŞA!

Google+'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı Cumhuriyetçi, Sosyalist, laik, yenilikçi, modern, ülkesine ve bayrağına gönülden ve yürekten sahip çıkan biridir.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder