Hayvanlar alemi!



Bugünkü yazımı da yine "HAYVANLAR ALEMİ" konusunda seçtim...
Sebebi çok basit, maalesef, Dünya' da yaşayan bütün canlıların (İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler) kumandası ve kontrolü İNSANOĞLUNUN elindedir...
Şayet İnsanoğlu Dünya' yı her yönü ile iyi idare edebilirse, herkes mutlu ve huzurlu yaşardı...
Bu bütün canlılar içinde geçerli bir sebeptir...

Biz insanlarında, bir hayvanlar alemi kuşağından geldiğimizi biliyoruz. (İNSAN=DÜŞÜNEN HAYVAN) gibi...
Genelde de Dünya üzerinde yaşayan canlıların tanımı ise BİTKİLER ve HAYVANLAR diye iki ana sınıfa ayrılmıştır...

Bu yazımdaki konu ise hayvanlar aleminden olan İNSANLAR ile ilgili, diğer İNSANLARA ve HAYVANLARA karşı davranış ve tavırlarının ne olması hakkındadır...

İnsanlara hayvanların müşterek özellikleri şunlardır:
İkisinin de yaptıkları işlerde ve hizmetlerde nefisleri için bir haz, lezzet ve karşılığında aldıkları haklardır...
Hayvanın lezzet ve hazzı, sadece dünyevidir, bizzat yaptığı işin içindedir ve o ana mahsustur. Onlar yaşamaları için gerekli yaptıkları işlerden tam bir zevk ve lezzet alırlar...

Evrim teorisine göre ŞEMPANZE ve İNSAN yüzde 98 oranında birbirinin aynısıdır. Zaten vücut olarak her yerimiz hayvanlarla ortaktır...
İki gözümüz, iki kulağımız, iki kolumuz, iki ayağımız, nefes alışımız, uyku uyumamız, yemek yememiz, çiftleşmemiz, ürememiz, yaşam süremiz gibi insanların bütün varlık özellikleri diğer hayvanlarla özellikle de içinde yer aldığı memeliler sınıfının üyeleri ile bire bir aynıdır...
Sadece hayvani özellikleri olmayan İnsanoğlunun aklı ve düşünme yetisi daha gelişmiştir...
Ama Dünyanın bugün geldiği son duruma baktığımızda o kadar da gelişmiş hayvanlar değiliz ve kendi sonumuzu hazırlamamız oldukça muhtemeldir...

Bütün canlılar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler...
Bütün canlılar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan İnsan, diğer hayvanları ve insanları yok edemez. Üstün olduğunu düşünerek ve bu hakkı kendisinde görerek canlıları sömüremez...
Bilgilerini en iyi şekilde bütün canlıların hizmetine sunmakla görevlidir...
Bütün canlıların gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır...
Hiçbir canlıya kötü davranılmaz, acımasız ve zalimce eylemlerde bulunulmaz...
Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar, uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir...
Bir türün soyunun tükenmesi doğal yaşamın bir parçasıdır aslında, ama şu anda dünyada bulunan canlı türlerinin sayısı, dünyada yaşamış tüm canlıların yüzde 5' i kadar olduğu tahmin edilmektedir...
Bu da şu demek oluyor ki; İnsan nesli çoğaldıkça diğer canlılar yok oluyor...(buna insanlığın kendisi de dahil)

Bütün canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için kesinlikle insana ihtiyacı bulunmaz, ama insanın yaşamını sürdürebilmesi için en küçük hücreliden, yırtıcılara kadar bu canlılara ihtiyacı var...
Eğer hayvanların yaşam ortamları tahribatı, plansız nüfus artışı, yapılaşma, ormanların yakılması, sulak alan tahribi sürerse, bir çok tür tükenme tehlikesine girer...
Örneğin; bizi rahatsız eden KARASİNEK birden ortadan kalksa, her tarafı hayvan leşleri götürürdü...
Ya da BAYKUŞLARIN yok olduğunu düşünelim; o zaman TARLA FARELERİ üzerindeki baskı da kalkardı...
tabiatın kanununa aykırı dedikleri durum ortaya çıkar...

Bilim adamları, kıtalardaki doğal yaşam alanlarının insanlar tarafından çitler, asfalt yollar, çiftlikler ve şehirlerle bölünerek, bazı biyologların "SANAL ADALAR" olarak adlandırdığı kopuk yaşam alanlarına dönüştüğünü söylüyorlar. Doğal yaşam alanlarının yok edilmesi, aşırı avlanma, iklim değişikliği ve kirlenme pek çok canlının neslinin tükenmesinde etken olan diğer faktörler...

Bilinçli bir koruma olmazsa, doğal hayat bir gün bitecek...
İnsanlar, kendi yaşam alanlarını yine kendi ego ve çıkarları için yok etmektedirler...
Vahşi doğaya baktığınızda oradaki yaşam alanlarının daha yaşanılabilir olması ve oranın kendine ait kuralların daha adil olduğunu hepimiz göreceğiz...
Örnek olarak; karnı aç olan bir aslanın bir ceylanı öldürmesi tamamen bir ihtiyaç ve doğanın bir kanunudur. Karnı tok olduğu zaman buna gerek duymamaktadır. Nefsine hakim olabilmektedir...
Ama hayvani insanların karnı bir türlü doymak bilmez, hep daha fazlasını ister, daha çok olsun ister...
Bunun için gerekirse kendinden olanı yok etmek için gözünü dahi kırpmaz...
Diğer insanlarda olanı kıskanır, onu elde etmek için her yolu mübah sayan bir anlayışa sahiptir...
Bu yolda en yakınındaki arkadaşlarını ve dostlarını dahi üzecek eylemlerde bulunur...

Bana göre en tehlikeli insan, hep ben diye egosu tavan yapan, kişisel hırsını çıkarı için kullanan, ihtiyaçları hiç bitmeyen, diğerlerini eşit görmeyen, ayrımcı ve hor gören, gözü yükseklerde olan makam ve koltuk uğruna nefsine hakim olamayan ve her şeyi yapabilecek olandır. Bu tür hayvanlar maalesef aramızda yaşamaya, ve gün geçtikçe sayıları artmaya devam etmektedirler. Çünkü bu türlerin ne karnı doyar, ne istekleri biter, ne de oyunları biter. Her gün sürpriz bir şekilde farklı tür ve maskeyle karşımıza çıkıyorlar. Yaptıklarından dolayı maskeleri düşse bile, ikiyüzlü olmaları sebebiyle de YÜZSÜZLÜK konusunda MASTER yaptıkları için asla utanmazlar ve alınmazlar...


Şimdi soruyorum sizlere;

İNSAN ve HAYVAN OLAN ASLINDA KİM?

Google+'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı Cumhuriyetçi, Sosyalist, laik, yenilikçi, modern, ülkesine ve bayrağına gönülden ve yürekten sahip çıkan biridir.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder