Yeni Eskiler


Çocukluğumuzda kızlı-erkekli oynayarak büyüdük...
Sabahları erkenden kalkar sokaklara atardık kendimizi...
Elde ekmek arası peynir kahvaltımızı dışarılarda yapardık...
Mahalle mahalle, sokak sokak yorulmadan gezerdik...
Erkekler gazozuna mahalle maçları yapardı, kızlar ip atlama oynardı...
Yakalamaca, körebe ve istop oyunları oynardık...
O zamanlar hiç korkmadan, çekinmeden uzak yerlere giderdik...
Ailelerimiz bu zamandaki kadar kaygılanmazdı...
Şimdi ki çocuklar bırakın dışarı çıkmaya, kapının önünden ayrılamıyorlar bile...
O zamanlarda da ülke ve ortam karışıktı, ama bu zamandaki kadar değildi...
Özellikle de sapıklar bu kadar yoktu...
Meyve ağaçları olan komşularımızın bahçelerine dalardık...
O kadar korkmamıza ve ara ara yakalanmamıza rağmen asla vazgeçmezdik...
Bazen yakalandığımızda kulaklarımızı çekerdi büyüklerimiz, bazen de kendileri çağırır verirlerdi...
Her günümüz heyecanlı ama çocukça geçerdi...
Eskiden en çok beğendiğimiz, hoşumuza giden ve gururlandığımız MİLLİ BAYRAMLAR'ımızı kutlamaktı...

Özellikle de Askeri törenli geçişleri ve okulda yaptığımız törenleri çok severdik...
Hele bir de tek kanallı siyah beyaz televizyonumuzun açılış ve kapanışlarının göndere TÜRK BAYRAĞIMIZIN çekildiği ve İSTİKLAL MARŞIMIZIN söylendiği o törene bayılırdık...
Asla MİLLİ BAYRAMLARIMIZI sıradan kutlamazdık...

Her bayrama öyle heyecanla hazırlanılırdı ki...
23 Nisanları,
19 Mayısları,
29 Mayıslar,
30 Ağustosları,
29 Ekimleri,
10 Kasımları (ATATÜRK'Ü ANMA),
Tüm illerimizin düşmandan kurtuluş günleri,
Asla kaçırmazdık, ellerimizde Türk bayrakları ile tüm ülkede herkesin yoğun katılımıyla, ellerimiz patlarcasına alkışlayarak ve milli marşlarımızı söyleyerek ve şiirler okuyarak törenlerle kutlardık...

Keza DİNİ BAYRAMLARIMIZI da olağanüstü kutlardık...
Ramazan (Şeker) Bayramlarını ve Kurban Bayramlarını iple çekerdik...
Kandillerimizi mum yakarak ve helvalar yaparak geçirirdik...
Annelerimiz her bayram öncesi evde hazırlıklar yapardı, yemekler, hamur işleri ve tatlılar yapardı...
Ve mutlaka komşularımızla paylaşırdık...
Biz çocuklar sokak sokak, kapı kapı dolaşır şeker ve para toplardık...
Maddi ve manevi imkansızlıklara rağmen biz çocuklar çok mutluyduk...
Evlerimizde ailelerimizle huzurluyduk...
Komşularımızla barışıktık...
Arkadaşlarımıza değer verirdik...
Büyüklerimize saygı duyardık...
Gelenek ve göreneklerimize bağlıydık...

Şimdi neden mutlu değiliz?
Şimdi neden huzurlu değiliz?
Şimdi neden istikrarlı değiliz?
Şimdi neden paylaşmıyoruz?
Şimdi ne oldu bizlere?
Şimdi neden Milli bayramlarımızı kutlamaz ve önemsemez olduk?
Şimdi neden dini bayramlarımızı ve kandillerimizi amaçları dışında kutlar olduk?
Şimdi neden özellikle de milli bayramlarımız ya kutlanmıyor ya da göstermelik kutlanıyor?
Hatta ve hatta,
19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı kutlanmıyor...
30 Ağustos Zafer bayramı öylesine kutlanıyor...
29 Ekim Cumhuriyet bayramı keza öylesine kutlanıyor...
Milli duygularımızın yoğunlaşmasına, milli birlik ve beraberliğimizi perçinleşmesini sağlayan bu tür törenler neden yasaklandı, kısıtlandı, kutlanmaz ve önemsizleşti...

Bu nasıl Milli irade...
Bu nasıl Milli duygu...
Bu nasıl Milli gurur...
Bu nasıl Milli birlik...
Bu nasıl Milli beraberlik...
Bu nasıl Milli toplum...
Bu nasıl MİLLİLİK...

Şimdi ülkem her yeri 14 yıldır huzursuz...
Şimdi ülkemin insanı 14 yıldır mutsuz...
Şimdi ülkem 14 yıldır istikrarsız...

NEDEN?

Alın yeniler sizin olsun...
Bana eskiyi geri verin!
Lütfen bana çocukluğumdaki ESKİ TÜRKİYE'Mİ geri verin!
Lütfen bana çocukluğumdaki huzuru ve mutluluğu geri verin!

YENİ ESKİLERİ İSTEMİYORUM!

Herkesin kutlanması yasaklanan 21 MART NEVRUZ BAYRAMI kutlu olsun...

21/03/2016 Pazartesi
Nihat Zeynel BÜYÜK

Google+'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı Cumhuriyetçi, Sosyalist, laik, yenilikçi, modern, ülkesine ve bayrağına gönülden ve yürekten sahip çıkan biridir.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder