Dişi (kan emer)
Erkek (kan emmez)
Eklem bacaklılar
Çift kanatlılar
Yakağan, yakarcık, yakarca, güpdüşen gibi çeşitli isimleri vardır...
Kan emen dişi tatarcık (Phlebotomus pappatasi)
Tatarcık (Phlebotomus), çift kanatlılar (Diptera) takımının Psychodidae familyasından zararlı böcek cinsi...
Geceleri aktif olan, gün boyu karanlık ve nemli mikrohabitatlarda saklanan sineklerdir. Culicidae sivrisineklerinden daha fazla can acıtacak biçimde sokup kan emer ve Leishmania cinsinden hastalık yapıcı tek hücrelilerin taşıyıcılığını yaparlar. Tatarcığın ısırmasının ardından kaşıntıyla görülen Şark çıbanı zamanla büyük bir yaraya dönüşür. Türkiye'de insan sağlığı için en tehlikeli böceklerdendir...
Erginleri 2-5 mm boyunda, oldukça uzun bacaklara sahip, istirahat halindeyken kanatlarını karın üzerinde “V” harfi şeklinde tutmaları, kanatları dahil bütün vücudunun kıllı olmaları ve kan emmek için yöneldikleri konakçısına konmadan önce çevresinde kısa sıçramalarla uçmaları gibi tipik davranış özellikleri sayesinde kolayca tanınırlar. Phlebotomus'larda kan emici diğer dişi sineklerde çok fonksiyonel olan ağız parçalarından mandibüller, nispeten daha kısa olup, erkeklerde ise kan emmedikleri için bulunmamaktadır. Phlebotomus'ların bulunduğu alanlar genellikle Dünyanın sıcak bölgeleri olmakla birlikte bazen Orta Asya'da 50° kuzeye kadar da uzanabilmektedir...
Beslenmeleri geceleyin alacakaranlıkta olur. Erkek ve dişi tatarcıklar enerji kaynağı olarak bitkilerdeki şekerlerle beslenirler. Sadece dişiler yumurtalarını geliştirebilmek için insan ve hayvanlardan kan emer...
Kan emdikten 3-8 gün sonra gündüzleri dinlendikleri nemli, gölgeli ve bitki artıklarınca zengin mikrohabitatlara bir defada 100 kadar yumurta bırakırlar.
Yumurtadan çıkan larvalar yaprak küfü, böcek parçaları ve hayvan dışkısı ile beslenirler. Dört larva ve bir pupa safhası geçirerek 45-50 gün içinde ergin hale gelirler...
Çok çeşitli konakçı üzerinde beslenirler. İnsanları sokan ve Leishmania türlerini bulaştıran tatarcık türleri antropofilik olmaktan daha çok fırsatçı olarak kabul edilirler. Hareketleri yaklaşık 100 metre yarıçapında bir alanla sınırlıdır. Dişilerin çoğu eksofaj (dışarıda beslenen) ve açık alanlarda yaşayan ekzofilik özellikte türler olmaları sebebiyle evlere insektisit (böcek öldürücü) sıkmakla her zaman etkili bir şekilde kontrol edilemezler. Sadece evlerde ve hayvan barınaklarında dinlenen endofilik türler bu yolla ortadan kaldırılabilir...
Baş : Baş vücuda oranla küçük, öne eğik yandan ince uzun görünümde, arka ve ön kısımları dar olup gözlerin bulunduğu orta bölge daha geniş olarak görülmektedir. Başta gözler, hortum, bir çift anten ve bir çift de palp bulunmaktadır. Yuvarlak, iri ve bileşik olan gözlerde ocellus bulunmamaktadır...
Hortum : Kısa, baş ve klipeus bölgesinin uzunluğuna yakın, delici emici tipte olup 7 parçadan oluşmaktadır. Labrum geniş olup uca doğru incelmektedir. Labium kısa, düz olup üzeri kıllarla kaplı ve ucunda geniş ikitane label bulunmaktadır. Labrumun boyutları taksonomik öenm taşımaktadır. Erkeklerde mandibül ve maksillalar bulunmamaktadır. Maksillalar Phlebotomus ve Lutzomyia'nın memelilerden beslenmesinde kolaylık sağlamaktadır. Sergentomyia'da ise reptildeki beslenme esnasında sırta tutunmada fonksiyonu vardır...
Palpler : Beş segmentli ve üzeri kıllarla kaplıdır. Palplerin ilk segmenti diğerlerine oranla oldukça küçük olup diğer segmentlerin büyüklükleri ise türlere göre farklılık göstermektedir...
Duyarga : Onaltı segmentten ibaret bir çift anten bulunmaktadır. İkinci segment yuvarlak, diğer bütün segmentler ise lobut şeklindedir. Üçüncü segmentten 15. segmente kadar olan segmentlerde ascoid adı verilen dikenler bulunmaktadır. Bu dikenler bazen bir bazen iki tane olup segmentlerin birbirine bağlandığı kalınlaşmadan hemen sonra gelir...
Toraks : Protoraks küçük, mezotoraks konveks olup Proscutum Scutum Scutellum ve Postscutellum'dan ibarettir. Mesotoraksın büyük olması Phlebotomuslarda kambur bir görünüm sağlamaktadır. Torakstan bir çift kanat ve üç uzun bacak çıkmaktadır.
Deniz seviyesindeki sıcak şehirlerden yüksek dağlardaki köylere, nemli tropikal ormanlardan çöllere kadar çok değişik habitatlara adapte olmuşlardır.
0 yorum:
Yorum Gönder