Sivrisinek,
çift kanatlılar (Diptera) takımının Culicidae familyasından kan emici zararlı
böceklerin ortak adı…
Kan emmek
için yaklaşırken vızıltılı sesleriyle kolayca tanınan, ince uzun bacaklı narin
böceklerdir…
Larvaları
alt familyaya bağlı olarak farklıdır. Anophelinae türleri su yüzeyine paralel
(yatay) durmaları ile su yüzeyine eğik olarak asılı Culicinae larvalarından
kolayca ayrılır…
Pupaların
baş ve göğüs kısmı tek parça hâlinde birleşmiştir; abdomenin yarısı bir yapı
olarak bu birliğe bağlanmıştır. Göz çiftleri oldukça büyüktür. Diğer
böceklerdeki pupların aksine, sivrisinek pupları çok hareketlidir. Abdomenin
vertikal hareketleri ile hızlı, fakat düz olmayan bir hareket meydana gelir. Su
yüzeyinin hemen altında bulunurlar…
Sivrisinekler
tam başkalaşımlı böcekler olup 4 evreden geçerler: Suda geçen yumurta, larva,
pupa evreleri ile karada geçen ve ergin evre…
Sivrisinekler
doğru bilinenin aksine kışın da hangi evrede olursa olsun yaşayabilir.
Yumurtadan çıkan sivrisinek yavrularının (larva ve pupa), büyüme evrelerini
tamamlayabilmeleri için küçük bir su birikintisine ihtiyaç duyar. Bu, çamurlu
bir yağmur suyu, bataklık, çeltik, havuz suyu ya da teneke kapta birikmiş bir
su olabilir. Ancak durgun sular sivrisineklerin tercih sebebidir. Çünkü bu
sular, içerdikleri fotosentez yapabilen bitki öbekleri sayesinde, oksijence
zengindirler. Sivrisinek yumurtaları su bulunan her ortamda gelişebilirler,
ancak bazı şartların sağlanması gerekir: Yumurtadan çıkacak olan larva,
yetişkin bir sinek oluncaya kadar farklı evreler geçirecektir. Her evrede de
yavru sineğin farklı ihtiyaçları olacaktır. Kuraklık ve aşırı sıcak da yumurtaların
gelişimini engelleyebilir…
Bir
sivrisineğin kan emmek için konukçusunu nasıl bulduğu tam olarak
bilinememektedir. Kanda bulunan aminoasitlerin, eminlerin ve amonyağın karışımı
cezbedicidir. En iyi cezbetme etkisinin nem ve sıcaklık olduğu bilinmektedir…
Geceleri
sivrisinekler çoğu zaman görülemezler ve yalnızca tipik vızıltılarıyla
kendilerini belli ederler. Henüz uyuyamamış insanları kısa süreli rahatsız eden
bu vızıltılar, sivrisineklerde yaşamın devamı için önemlidir. Erkeğin
kafasından çıkan 2 tane küçük ve tüylü duyargada bulunan çok sayıda duyu
hücresinden meydana gelmiş Johnston organı, ses dalgalarının titreşimlerini
alır ve ayırt eder. Bu tüylü duyargalar yalnızca dik durumdayken ses
titreşimlerine karşı duyarlıdırlar. Johnston organı, eşeylerin bulunmasında çok
önemlidir. Dişinin çıkardığı titreşimler belli bir rakamdan sonra (100-8000
titreşim/saniye) erkeklerde çiftleşme isteği yaratır. Erkeklerin sürü
oluşturduğu evrelerde bu vızıltılar en üst seviyeye çıkar…
Larvaların
besini algler, bir hücreliler ve detritusdur. Megarhinus larvaları kendi
türlerine saldıracak kadar yırtıcıdır…
Ergin dişi
ve erkeklerin besini bitki ve meyve sularından aldıkları şeker ve proteinden oluşur.
Dişiler, yumurta yapabilmek için kan emmek zorundadır. Laboratuvar ortamında
bitkisel besinlerle uzun süre yaşatılabilirler fakat yumurta elde edilemez.
Familya türlerinin hepsi kan emmez; tamamen bitkisel beslenenler de vardır…
Sivrisinekler
kan taşıdıkları için hastalık bulaştırma riskleri vardır. Örneğin sarı humma,
fil hastalığı ya da sıtma gibi parazit hastalıklarını taşıyabilirler. AIDS'e
sebep olan HIV ise bu canlılarda gelişme ortamı bulamaz. Virüsler sivrisinekler
tarafından taşınmaz…
Pek çok
doğal düşmanları vardır. Kurbağalar, balıklar, kertenkeleler, bukalemunlar,
kuşlar, yarasalar ve böcek larvaları sivrisinek ve larvalarıyla beslenirler…
Günümüzde
sivrisineklerle mücadele için kimyasal ve fiziksel pek çok metot
kullanılmaktadır. Ancak çok basit ve hızlı üremeleri nedeniyle etkin bir
mücadele ile lokal temizliği mümkündür…
Sivrisinekler hakkında bazı ilginç
gerçekler:
1. 2 aya kadar
yaşayabilirler. Bu 2 ay ise bizim için işkenceyle eş değer olur. Neyse ki çok
hassastırlar ve bir gazete yardımıyla kolaylıkla öldürülebilirler…
0 yorum:
Yorum Gönder