Umutsuzluk bulutu!


Son yıllarda içinde bulunduğumuz ortam koyu gri tonlu ve o kadar karanlık ki; bazen sağanak yağışlı, bazen de kapalı, ara ara güneş kendini tam gösterir gibi olacakken bir anda üzerimize aniden çöken aşırı umutsuzluk bulutları hakim oluyor ruhsal çöküntü içinde bir iyi, bir kötü bahar mevsimine geçiş yaptığımız bu günlerde ülkemiz ve bizler aşırı derecede etkileniyoruz...

Günlerimiz ve gündemimiz o kadar dolu dolu ki, isteksiz ve karamsar, heyelanlı ve heyecanlı, sel ve deprem felaketli, aşırı trafik yoğunluğu içerisinde tamamen Brezilya dizileri gibi aşk, nefret, aksiyon ve entrikalar zengin kız-fakir oğlan çekişmeleri ve ötekileştirmeleri içerisinde, fırtına ve kasırgaların yıkıcı havasında hayatımız tüm hızıyla gel-gitler arasında devam ediyor...

14 yıldır soğuk, sisli ve umutsuzluk bulutlarıyla kapalı ve karanlık bir ülkede karamsar bir şekilde günlerimiz çetin saray şartlarına karşı mücadeleyle geçiyor...
İnsanoğlu her şeye karşı güçlüdür...
Sarayın bu ağır kış koşullarına karşı da dimdik ayakta duracaktır...
Saraydan gelen başkanlık fırtınalarına son 14 yılda nasıl dayandıysa bundan sonra da atlatacaktır...
Alışıyoruz ama onların yaptığı teröre ve korkuya değil, mücadele gücümüze, beraber olma gücümüze, birlik olma gücümüze alışacağız...
Korkuyoruz ama saraydan değil, sevdiklerimize, yakınlarımıza ve ülkemize bir şey olmasın diye korkuyoruz...

DİBE İNİLMEDEN ZİRVEYE ÇIKILMAZ!

Dev dalgalı denizlerden çıkacağız ve motorları maviliklere süreceğiz...
Soğuk, yağmurlu, kapalı ve fırtınalı havalardan güneşli güzel günler göreceğiz...
Umutsuzluk bulutlarını ve karamsarlık havasını tüm gücümüzle dağıtacağız...
Hayatı herkes için yeniden yaşanılır kılacağız ve yeşerteceğiz...
Ülkemizi İlkbaharın ve yazın en güzel renk cümbüşü yaratacağız...
Sonuçta herkesin mutlu olduğu ve gülümsediği bir gül bahçesine çevireceğiz...
Bu hikayenin sonu çok güzel bitecek inanın arkadaşlar...


Biz "dönmeye değil, ölmeye geldik" diyenlerin yoldaşlarıyız...
Biz "Yaşasın tam bağımsız Türkiye" diyenlerin arkadaşlarıyız...
Biz Çanakkale'de yan yana yatanların torunlarıyız...
Biz sahte ve çakma dinci değil, gerçek dindar ve Müslüman bir ümmetin insanlarıyız...

Ey Türk istikbalinin evladı! 
İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; 
Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! 
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Google+'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı Cumhuriyetçi, Sosyalist, laik, yenilikçi, modern, ülkesine ve bayrağına gönülden ve yürekten sahip çıkan biridir.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder