Başarı


















Bir patronsunuz (Cumhurbaşkanı) ve bir mağazanız (ülke) var hem çok iyi yönetmek, hemde çok iyi ürünler koymak (plan ve projeler) ve iyi satış (temiz siyaset) yapmak zorundasınız. Burada çalışan satış temsilcileri (Başbakan ve bakanlar) ve diğer çalışanlarının (milletvekilleri ve bürokratlar) çok iyi yetişmiş olması sizin başarılı olma şansınızı arttırır.

Şimdi kendinizi bu mağazaya giden müşteriler (vatandaş) olarak düşünün...
Beklentileriniz neler olabilir?
Satış temsilcilerinin size nasıl davranmasını istersiniz?
Peşinizden ayrılmaz ve devamlı sizi izlerse (baskı) rahatsız olursunuz. Ama sizi rahatsız etmeden yardımcı olursa, sizinde çok rahat bir şekilde alışveriş yapma imkanınız olur. Gerektiğinde sormanız gereken sorularınıza (soru ve araştırma önergeleri) doyurucu cevaplar verirse sorunsuzca alışveriş yapmak isteyebilirsiniz...

Yani özgürce yaşadığınız ülkede size verilen hakları yasal sınırları içerisinde kullanmak istersiniz. Baskı yapılırsa, kullanmanıza izin verilmezse, tepki vermeye başlarsınız. Bu baskının şiddetine göre sizin de tepkiniz değişkenlik gösterir...

Ülkenin en üst makamında olan bir kişinin halkının farklı kesimlerden olduğunu görmesi, etnik kökenlerine, dinlerine ve mezheplerine saygı göstermesi ve yasal sınırlar içerisinde insan haklarının daha özgür bırakılmasını ve üretken bir toplum olmasını sağlaması gerekirken, kendi menfaat ve çıkarlarına göre baskılarını arttırması çok da demokratik olmaz...

Eskiden hükümdarların ve kralların soytarısı ve dalkavukları olurdu. Halkından kopuk yaşayan ve umursamayan, baskı yapan bu kralların yüzünü güldürmek için bin bir türlü şaklabanlıklar yapmaya çalışırdı. Genelde de belli bir süre sonra hayatlarından olurdu. Çünkü ülkenin başında olanlar bir zaman sonra bunlardan sıkılırdı...
Günümüz ülkesinde sıkıntılar ve sorunlar yaşatan, halkına baskı yapan ve iyi yönetemeyen Cumhurbaşkanları, Başbakanları ve yöneticilerinin etraflarını bu soytarıların ve dalkavukların yerini yalakalar almış durumda. Sonuçta tarih tekerrürden ibarettir. Dikkat edersek eğer, bu tür yöneticilerin yanlarındaki insanlar sık sık değişmektedir.
Toplumun bir kesimiyle barışık , bir kesimiyle kavgalı olmak ülkemize hiçbir şey kazandırmaz. Nefret dili kullanmak insanları birbirine düşman eder. Asık suratlı bir ülke ve toplum olduk...
Buna gerek var mı?
Kardeşçe yaşayabiliriz...
Beraber yaşayabiliriz...
Saygılı olabiliriz...
Birlik olabiliriz...
İnanın hiç zor değil yeter ki toplumu birbirine düşürenlere fırsat vermeyelim...
Sadece ülkemize hizmet edelim yeter...
Başarı bir ekip işidir...

BAŞARABİLİRİZ!!!

Bir insan belki daha farklı özelliklere sahip olabilir. Belki daha dinamik ve pratik  biri olabilir. Fakat yönetiminden sorumlu olduğu insanlarla iletişime geçmeyecek derecede kibirli, gururlu, tepeden dar bir çerçeveden bakarsa, anlamak istemiyorsa, saygı duymuyorsa hayatta kazanacağı başarı küçük ve süreksiz olur...
İlerlemek, insanların peşine düşmek anlamında değildir. Belki toplumla ilişkiyi kaybetmeden ileriye doğru adım atmayı becerebilmektir...

BAŞARI KENDİ SERMAYEMİZİN KENDİ ÖZELLİK VE İKTİDARIMIZIN SEMERESİ OLMAKTAN ÇOK, BAŞKA ÜLKELERİN BİZİMLE YAPTIĞI İŞBİRLİĞİNİN VE BİZE DUYDUĞU SAYGI VE İYİ NİYETİN GÖSTERGESİDİR. TOPLUM OLARAK BAŞARIYI BİRLİKTE VE TEK VÜCUT OLARAK YAKALAYABİLİRİZ... 

HER ŞEY BEYİNDE BAŞLAR...
ÖYLEYSE BİR KEZ OLSUN DÜŞÜNMEYE BAŞLAYIN!!!
Google+'da Paylaş

Yazar Unknown

Yazar Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı Cumhuriyetçi, Sosyalist, laik, yenilikçi, modern, ülkesine ve bayrağına gönülden ve yürekten sahip çıkan biridir.
    Blogger Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder