Ülkemiz son 13-14 yıldır aynı iktidar tarafından hukuksuz bir şekilde yönetilmektedir. Geldiğimiz yere bakıldığında 1500-1600' lü yılların yönetim şekliyle yönetilir olmuş. 21.yüzyılda olmamıza rağmen 16-17. yüzyıllardaki yönetim şekli ve M.Ö. 600-700 yıllardaki mantık ve mantalite ile yönetilmektedir...
İşine geldiği zaman yargı kararlarına sözde uyan veya beğenen, ana muhalefet partisi liderinin de dediği gibi bir "DİKTATÖR BOZUNTUSU" tarafından, "HUKUK" ilkokuldaki çocukların yaptığı "KARALAMA TAHTASINA" benzer bir şekilde içi boşaltılmış anlamsız sade bir kelimeye çevrilmiştir...
Yurt dışına yapacağı gezi öncesi kendisi ve eşi tarafından pimi çekilmiş her an patlamaya hazır bir el bombası kamuoyuna bırakarak gitmeleri de ülkemizde patlayan canlı bombaların arkasındaki gerçek sahiplerinin de kim oldukları hakkında bizlere bir bilgi vermektedir. Hava alanında yaptığı "Anayasa Mahkemesinin aldığı kararı beğenmiyorum, sevmiyorum ve saygı da duymuyorum" ve daha önceki "Türkiye' de rejim değişmiştir" sözleri ile çakışan bu tür açıklamalar zannımca yeteri kadar önemsenmemiş ve yeterli karşıtlığı bulamamış gözükmektedir...
Yine saraydaki saygın beyefendinin saygın zevcesi sayın Emine hanımın Ensar Vakfında yaptığı konuşmasındaki "Türkiye' de 90 yıllık enkazı kaldırdık" sözleri ile ülkemizin nasıl karanlık eller ve beyinler tarafından yönetildiğimizin açıkça bir göstergesidir...
Cumhuriyetimizin diğer dünya ülkelerinden önce kadına verdiği "Seçme ve seçilme hakkı" ile hakları olan ve eşit bir birey olduğunu unutan bu kapalı zihniyetlilerin nasıl bir beyin taşıdığını doğrusu çok da merak etmiyorum açıkçası...
Demokrasimizi katleden,
Cumhuriyetimizi enkaza dönüştüren,
Anayasa Mahkemesini tanımayan,
Yargı ve hukuk bırakmayan,
Meclisi etkisizleştiren,
Her gün bombaların patladığı bir Orta doğu ülkesine çeviren,
Her gün ölümlerin olduğu,
Ülkemizi aile efradı ile bir şirket gibi yöneten,
Bayrağımızı değersizleştiren,
Özgürlüğümüzü çalan,
Doğamızı kaçak sarayları ve villaları ile talan eden,
Haklarımızı gasp eden,
Kadını yok sayan,
Çocuklarımıza sapıkça bakan,
Analarımıza söven ve al da git diye ağlatan
Dini istismar eden,
Diyaneti kendi fetvalarıyla ele geçiren,
Eğitimi bitiren,
Sarayında hanedanıyla rahat ve özgürce yaşadığını sanan, o koca sarayında kapana kısılmış bir şekilde bizlere baskılarını arttıran ve "zırhlı aracını" gittiği her ülkeye götüren korkusuz bir"DÜNYA LİDERİ" de bugüne kadar görmedim...
Tarihte bu tür kişiliklerin olduğunu ve tarihin o karanlık sayfalarında nasıl yer aldıklarını da biliyoruz. Kendine, hanedanlarına ve yandaşlarına gelince demokrasinin tüm nimetlerini kullanacaksınız ama söz konusu size ve o karanlık anlaşılmaz fikirlerinize karşı olanları tehdit ederek "SİLİVRİ ZİNDAN"larında tecrit altında tutacaksınız ve bunun adına da HUKUK(suz) DEVLETİ diyeceksiniz...
Tüm bu olanlar olurken bizler uyuşturucu almış birileri gibi uyuyoruz ve uyutuluyoruz...
Tüm bu olanlarda bizlerinde sorumluluğu var...
Türk Silahlı Kuvvetlerininde sorumluluğu var...
Muhalefetinde sorumluluğu var...
Sivil Toplum Örgütlerininde sorumluluğu var...
Yargının sorumluluğuda var...
Basınında sorumluluğu var...
Özgür ve sosyal bir hukuk devleti olmak istiyorsak,
Söz konusu vatan ve bayrak ise,
Birlik olmalıyız...
Bütünleşmeliyiz...
Kenetlenmeliyiz...
0 yorum:
Yorum Gönder